Seçim sonrası ekonomik tabloyu anlattı… Fatura kime kesilecek?

Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Timur Han Gür, 31 Mart’ta yapılan yerel seçimlerde alınan sonuçlar ve sonrasında vatandaşları nasıl bir ekonomik tablonun beklediğini değerlendirdi.

“MEHMET ŞİMŞEK’İN GÖREVDEN AYRILMASINI BEKLİYORUM”

“Seçim Adalet ve Kalkınma Partisi yönetimi için ağır bir hezimet olmuştur” ifadelerini kullanan Gür, seçim sonrası ekonomi yönetiminde büyük bir değişiklik beklediğini ifade ederek şunları söyledi:

“Çünkü seçimin faturası bir şekilde genel kabul olarak ekonomi yönetimine çıkmıştır. Beş yıl beş Merkez Bankası Başkanı değiştirmiş bir ülkede iktidarın ekonomik olarak başarılı olması mümkün değildir. İktidar tarafından büyük ölçüde suçlu aranıyor. O da muhtemelen ekonomi yönetimidir. Zaten Merkez Bankası Başkanı yedi aylık bir süreden sonra apar topar gönderildi. Bu zaten uyumsuzluğu gösteriyor. Yaklaşık beş yılda Türkiye ekonomisi iki kere aynı ralliyi yaşadı. Faizleri önce aşağıya indir, sonra yukarıya olmadı yukarı çıkar. Naci Ağbal öncesi ve sonrası için söylüyorum. Ondan sonra iki yıl bekle, enflasyon canavarını hortlat. Onun sonrasında tekrar faizi indir ve geri çıkart. Bu olacak iş değil. İktidar ve muhalefet iki ayrı kutup olarak iktidara gelmiş olsa ve ekonomiyi farklı yönetse anlaşılabilir bir şey. Aynı iktidar zamanında olan bir olaydan bahsediyoruz. Bu dünya ölçeğinde görünmemiş bir şey. Amerika’da faiz indirmenin ve çıkarmanın ne kadar önemli olduğunu herkes görüyor. Aynı yönetim devam ediyor ama gerekçelerini açıklayarak bunu yapıyorlar. Siz dört yıl içerisinde bunu yapamazsınız. Bu akıl dışılık. Maliye politikalarını şiddetle uygulamak isteyen, enflasyonu düşürmek için ve bunun da yükünü fakir halka yüklemek isteyen bir Mehmet Şimşek var. Bu karşı çıkan, ‘önümüzde yerel seçim var’ diyen de bir iktidar var. İktidarın dediği gibi olmasına rağmen bu seçimde büyük bir yenilgi alınması Türkiye ekonomisi açısından çok önemli bir olay. Ben, Mehmet Şimşek’e bu faturanın çıkarılacağını ve Şimşek’in de çok yakın zaman içerisinde ‘Görevden affımı istiyorum’ diyerek görevden ayrılmasını bekliyorum. Çünkü Merkez Bankası’nda olay aynı şekilde Hazine ve Maliye Bakanlığı’nda da mutlaka olacak.”

“KENDİ TOPUĞUNA SIKMIŞ BİR İKTİDARDAN BAHSEDİYORUZ”

Yerel seçim öncesindeki ekonomik tabloyu da değerlendiren Gür, “Daha yedi, sekiz ay önceki genel seçimde aynı emekli yine gelir dağılımı bozulmuş ve gelirlerini kaybetmişken yüzde 35 civarında AK Parti’ye oy verdi. Şimdi de yüzde 35 civarında oy aldı. Önemli olan yan bileşenlerinden büyük bir kaçış oldu ve bu CHP’de toplandı. AK Parti yüzde 35’lik dilimini koruyor. Bunun çok daha ağır olması lazım. Yüzde 85 enflasyonları göstermiş, kendi topuğuna sıkmış bir iktidardan bahsediyoruz. Emekli uyandı demek doğru değil ama siz her ay yüzde 5 ortalama fiyat artışından bahsedip, bu insanlar da markete gidip bunları gördüğünde bütün algısı bozuluyor. Etin kilosunun 450 Lira olduğu bir ülkede sizin emekliye 10 bin Lira vermemeniz lazım. Olacak iş değil” dedi.

“2016’DAN SONRA HİÇBİR HEDEF TUTMUYOR”

Seçim sonrası ekonomik piyasalar hakkında da değerlendirmelerde bulunan Gür, “İki yönde de gidebilir. Bu ekonomi yönetimi dağılır diye düşünebilir. Dolayısıyla da gelecek için umutlu olduğu için her iki yöne de gidebilir. Önemli olan bir aylık bir süre içerisinde bu seçim sonuçlarının hazmedilmesi gerekiyor” değerlendirmesini yaptı. Türkiye ekonomisinin 2013 ve 2014 yıllarından sonra “ritmini” bulamadığını söyleyen Gür sözlerini şöyle sürdürdü:

“İktidar ‘hatalarımıza bakacağız’ diyor. Hata baştan beri var. Seçim hatası yapılmış durumda değil. Türkiye ekonomisi 2013 – 2014’ten sonra hiçbir zaman ritmini bulamadı. Önce de enflasyonu bin bir zorluklarla aşağı çekmişti. Özellikle 2016’dan sonra hiçbir hedef tutmuyor. Bunun sonucunda sürekli Merkez Bankası Başkanı değişiyor. İktidardaki bakanlar neredeyse hiçbir konuda karar veremiyor. Bir kişinin yönetimiyle olacak iş değil bu. Mesela faiz kararı. Sureye bağlanarak yapılacak iş değil. Gerekçe olarak halkın önüne sunuluyor. Aynı ralliyi bize üç kere dört kere yaşatıp, ekonomiyi allak bullak etmek ancak kasıtlı yapsanız olur. Beceriksizlik ve kötü yönetim devam ediyor. Değişmez. Dünyanın en zor işi faiz kararı vermektir. Harvard’tan, MIT’den ekonomistleri oturtsanız bir sürü tartışma var. Siz bu konuda hiçbir eğitimi olmayan bir adamın dudağının arasına bakıp da buradan çıkacak sonuca göre ekonominin bütün dengelerini şekillendirici kararı beklemek ne kadar abesse öyle bir yönetim içinde duruyoruz. Çok büyük imkanlarla, fedakarlıklarla getirdiğimiz bazı şeyleri kendi elimizle yok ettik.”

“BU EKONOMİ YÖNETİMİNİN KÖTÜLÜĞÜ İKTİDARI GÖTÜRECEK”

İktidarın uyguladığı iktisat politikasının sürdürülebilirliğinin mümkün olmadığını, söyleyen Gür, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Enflasyon biraz düşse bile mümkün değil. Siz iktidara geliyorsunuz, 2023 yılını pas geçiyorsunuz. ‘Ben 2024 yılının ortasından itibaren ancak enflasyonu düşürebilirim’ diyorsunuz. Böyle bir yönetim olabilir mi? Halk kan ağlarken ‘Ben bir yıl sonrayı hedef gösteriyorum’ diyorsunuz. Türkiye’de bırakın bir yılı, üç ay bile o kadar uzun bir dönem ki kimse size inanmaz. Herkes markette ne ile karşılaşıyorsa onu görüyor. İnsanlara ev aldırıyorsunuz, kirayı sabitliyorsunuz. Bütün ev sahipleri multimilyoner değil. Kiracılar… ‘Enflasyona yedirmedim’ diyorsunuz. Çok zor durumda insanlar. İki taraftan da kötü bir karar vermek zorundasınız. Çok kötü kararlar veriliyor. Ekonominin bundan sonra iyiye gitmesini beklemiyorum. Bu ekonomi yönetiminin kötülüğü, maalesef bu iktidarı götürecektir.”

“İKTİDAR BÜYÜK ÖLÇÜDE YÖNETİM HEYECANINI YİTİRMİŞ DURUMDA”

İktidarın genel seçimlere kadar dayanmasının mümkün olmadığını ve bütün “teveccühünü” kaybettiğini, AK Parti’nin kendi seçmeninin de bu duruma kızdığını ifade eden Gür, “MHP ile ortak çıkardıkları adayların fiyaskoyla sonuçlanan durumu, kendi içlerinde büyük problem yaratıyor. Herkes bir yerden bir şeyler almaya çalışıyor.

Böyle iktidar olmaz. Tek kişi bırakın ülkeyi, şehre yetmez. Her şeyi bir kişiden beklemek ve sürekli yanlış karar verdiğini düşünürsek bu olacak iş değil. Her yerde bir mutsuzluk var. Karmakarışık bir yönetim. Herkes ne alırsak kara geçmiş durumdalar. İktidar büyük bir ölçüde yönetim heyecanını da yitirmiş durumda. Halk bunu fark ediyor. Halk bir şekilde birden bire uyanmıştır. Mayıs’ta uyuyan halk bir şekilde uyanmıştır. Mucize gibi bir durum söz konusu. Umarım her şey yoluna girer, akıl hakim olur. Bu işi bilen insanlar gelir ve onun işine karışılmaz. Örneğin araba camlarına film kaplama işini bir Sanayi Bakanı çözemiyor. Bunu ‘Cumhurbaşkanı’na soralım’ diyorlar ve o karar veriyor. Böyle bir ülke olabilir mi? Türkiye her alanda yetenekli insanı olan bir ülke. Bu ülkeyi bu şekilde yönetemezsiniz. Burası az gelişmiş bir kabile ülkesi değil” diye konuştu.